WEB SİTEMİZ
KUBA MESCİDİ
14:30
#360hacumre
,
#beytullah
,
#cuma
,
#fazilet
,
#hac
,
#insan
,
#kabe
,
#medine
,
#mekke
,
#muhammed
,
Hac
,
mescid
,
muhammed
,
peygamber
,
turkısh
Hiç yorum yok
Peygamberimiz
(s.a.s.)'in Hicret esnâsında binâ ettiği ve içinde ashabıyla birlikte namaz
kıldığı, İslâm'da inşa edilmiş ilk mescid. İslâm'ın yükseliş devri arefesinde
ve tam anlamıyla bir dönüm noktasında bina edildiği için önemli hatıralar
taşır. Hicret yıllarında Kubâ küçük bir köyden ibaretti. Başlangıçta Medine'ye
uzaklığı altı mil kadarken, Hicret'ten sonra yeni açılan ulaşım yolları ile
gelişme göstermiş, Medine'nin de büyümesiyle aradaki mesâfe bugün kapanmıştır. Mekke'den
Medine'ye hicret eden ilk muhâcirler Kubâ'ya vardıklarında orada Amr b.
Avfoğullarının hurma kurutma yerini tesviye ederek, namaz kılmaya başladılar.
İçlerinde Hz. Ömer (r.a.)'in de bulunduğu bu ilk muhacirlere en güzel Kur'an
okuyanları olan Ebû Huzeyfe'nin azadlısı Sâlim imamlık yapıyordu. Peygamberimiz
(s.a.v.), Kubâ'ya Rebîulevvel ayının ortalarında bir pazartesi günü ulaştı.
Orada, Amr b. Avfoğullarının yurdunda onların himâyesinde bulunan Külsüm b.
Hidm'in evinde bir müddet misâfir oldu.Peygamberimz (s.a.v.) burada on küsür
gece kalmistir. Peygamberimiz (s.a.v), ilk muhacirlerin namaz kıldığı Külsüm b.
Hidm'in hurma harmanındaki sahayı genişleterek Kubâ Mescidi'ni bina etti.
Mescid kare şeklindeydi ve ebadları yaklaşık 32X32 m idi. Peygamberimiz (s.a.v), Kubâlılardan taş getirmelerini
istemiş, onlardan birini alıp kıble tarafına koyarak, Hz. Ebû Bekir (r.a.) ve
Hz.Ömer (r.a)'in de aynı şekilde sırayla taş koymalarını emir buyurmuştu. Mescid'in
yapımında en büyük gayreti Ammar b. Yâsir göstermiştir. Bu bakımdan kendisi
için "İslâm'da ilk mescid bina edendir" denilmiştir.Hz. Abdullah b.
Revâha (r.a.)`da hem çalışıp, hem şiir söylüyor, mü'minlerin yorgunluklarını
hafifletiyordu Medine’de münâfıklar, İslâm aleyhindeki faâliyetlerini açıkça ve
rahatça yapamadıkları için İslâm devletinin takibinden kendilerini koruyacak,
gizli çalışmalarını yürütmeye elverişli bir merkeze ihtiyaç duyuyorlardı. Aslen
Medine’li olduğu halde, Peygambermiz (s.a.v.)’in Medine’ye hicret etmesi
üzerine İslâm’a ve Peygambermiz (s.a.v.)’e düşmanlığı ve hışmı dolayısıyla önce
Mekke’ye, daha sonra da Bizans ülkelerine giden Ebû Âmir er-Râhib/el-Fâsık
(Peygamberimiz (s.a.v.), onun er-Râhib lakabını el-Fâsık şeklinde
değiştirmiştir) irtibatlı bulunduğu Medine’deki münâfıklara mescid şeklinde bir
merkez kurmaları tavsiye ve tahrikinde bulundu.
Bunun
üzerine münâfıklar,Hicri 9 Miladi 630 senesinde Medine’de Sâlim bin Avf
oğullarının bölgesinde Kubâ Mescidi’ne yakın bir yerde sözde bir mescid inşâ
ettiler. Bundan sonra Peygamberimiz (s.a.v.)’e mürâcaatla içlerinden yaşlıların
ve özür sahiplerinin devamlı merkezdeki Medine Mescidine gelemediklerini, bazen
yağmurlu ve soğuk günlerde kendilerinin de cemaate katılamadıklarını, bu
sebeple kendi bölgelerinde namazı cemaatle kılabilmek üzere bir mescid inşâ
ettiklerini belirterek, mescidlerine gelip namaz kıldırmasını ve böylece bu
mescidin açılışını yaparak resmen tanınmasını istediler. Bu sırada
Peygamberimiz (s.a.v.), Tebük Gazvesi’nin hazırlıkları ile son derece meşguldü
ve sefere çıkmak üzere idi. Bu sebeple kendisine müracaat edenlere, ancak
seferden döndükten sonra mescidlerine gelebileceğini belirtti.
Tebük Seferi
dönüşünde Zû Evan denilen mevkide konaklayan Peygamberimiz (s.a.v.)`in yanına
gelerek yaptıkları mescidde namaz kılmaya davet ettiler.Peygamberimiz (s.a.v),
dâvete icabet etmeye hazırlanırken Allah (c.c.) tarafından uyarıldı ve bundan
vazgeçti ve su ayeti kerimeler indi."Zarar vermek, (hakkı) tanımamak ve
mü'minlerin arasını açmak ve önceden Allah ve Rasûlü ile savaşmış olan (adamın
gelmesin)i gözetmek için bir mescid yapanlar da var. "İyilikten başka bir
niyetimiz yoktu " diye de yemin edecekler. Halbuki Allah onların yalan
söylediklerine şâhitlik eder. Orada asla namaza durma. Tâ ilk günden takvâ
üzerine kurulan mescid, elbette içinde namaza durmana daha uygundur. Orada
temizlenmeyi seven erkekler vardır. Allah da temizlenenleri sever" (Tevbe
suresi ayet 107-108). Ayette geçen "Takva Mescidi" hicretle beraber
ilk bina edilen Kuba mescididir.
Peygamberimiz
(s.a.v.), Medine’ye dönünce, gerçek mâhiyeti konusunda Allah (c.c.) tarafindan
yukaridaki ayetlerle
bilgilendirildiği, Dırar Mescidini,
görevlendirdiği birkaç sahâbe vâsıtasıyla yaktırarak ortadan kaldırdı. Böylece
münâfıkların belli bir merkezde üslenerek faâliyette bulunmalarına fırsat
vermedi. Bu sözde mescidin yakılması eylemi, İslâm toplumunun birliğini bozmaya
yönelik faâliyetlere hiçbir şekilde izin verilmeyeceğine dair bir kanıtıdır. Bu
olay ayrıca İslâm düşmanlarının hâince amaçları için İslâm’ın temel kurumlarını
bile kullanmaktan çekinmeyecekleri konusunda müslümanlara yapılan bir uyarı
niteliği taşımaktadır.
Kubâ Mescidi Peygamberimiz (s.a.v)'in, düzenli olarak Cumartesi günleri, zaman zaman da Pazartesi günleri ziyaret etmeyi âdet haline getirdiği bir mesciddi. Oraya bazen binekli olarak bazen yaya gider ve namaz kılardı. Bir hadîs-i şeriflerinde bunu müslümanlara da tavsiye ederek şöyle buyururlar: "Kim güzel bir şekilde abdest alır, sonra Kubâ Mescidine gelir ve orada namaz kılarsa onun için umre sevabı vardır" ( Tirmîzi, Sâlat, 242).
Kubâ Mescidi Peygamberimiz (s.a.v)'in, düzenli olarak Cumartesi günleri, zaman zaman da Pazartesi günleri ziyaret etmeyi âdet haline getirdiği bir mesciddi. Oraya bazen binekli olarak bazen yaya gider ve namaz kılardı. Bir hadîs-i şeriflerinde bunu müslümanlara da tavsiye ederek şöyle buyururlar: "Kim güzel bir şekilde abdest alır, sonra Kubâ Mescidine gelir ve orada namaz kılarsa onun için umre sevabı vardır" ( Tirmîzi, Sâlat, 242).
Mescid-i Nebevî ve Medine'deki dokuz mescid gibi Kubâ Mescidinde de eğitim ve öğretim devam etmekte
idi. Peygamberimiz
(s.a.v.) buraya her gelişlerinde buna nezâret ederdi Hz. Ömer (r.a.)
halifeliğinde pazartesi ve perşembe günleri burayı ziyaret eder, Kubâ çok uzak
bir yerde olsaydı devesini oraya ulaşmak
için yine süreceğini ifade ederdi. Ashâb-ı
Kiramdan Sa'd el-Kurazi buranın müezzinliğini yapmaktaydı.
Hz.Bilâl-i
Habeşi (r.a.)'nin Peygamberimiz (s.a.v.) 'in vefatı üzerine üzüntüsünden
Mescidi Nebevî'nin müezzinliğini bırakması üzerine Sa'd orada görev yapmaya
başladı. Kubâ Mescidi Hz. Osman (r.a.) ve Ömer b. Abdülaziz tarafından
genişletildi. Daha sonra bir çok defa tamirat görüp yenilendi.1829 yılında Sultan II.
Mahmud
tarafından imar edilen tek minareli ve düz tavanlı Mescid, Suudî Arabistan
hükümeti tarafından yıkılıp kubbeli ve dört minareli olarak büyütülerek
yenilenmiş ve zamanimizdaki seklini almistir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Blog Arşivi
- Mayıs 2015 (2)
- Şubat 2015 (8)
- Ocak 2015 (12)
- Aralık 2014 (1)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder